Kayıtlar

Aralık, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DE STIJL & KONSTRÜKTİVİZM

Resim
   Yeni bir dünyanın inşası:Rusya’da Konstrüktivizm,Almanya’da Bauhaus(1913-1920-1930 yılları)    Konstrüktivizm akımı ve Bauhaus Okulu tarafından üretilen yapıtları karşılaştırdığımız da,farklı koşullar da üretildiklerini bilsek bile üretim süreçleri,malzemeleri ve geometrik biçimleri açısından aralarında ortak noktalar vardır.En temel yakınlıklıkları dünyaya bakış açılarıdır.İşlevselliğe öncelik veren bu yeni yaklaşımlar,sanatın felsefesi ve terminolojisinde temelden bir değişim öngörmüşlerdir.Bu değişimin anahtar sözcüğü ise ”konstrüksiyon”dur.     Konstrüksiyon sanatsal bir yöntem,modernlik ve ilerleme olgusunun sanatçılar tarafından nasıl algılandığını ortaya koyan kavramdır.Bu dönemde üretilen heykelsi nesneler geometrik bir sadelik taşımaya başlamış,dönemin teknolojisini kullanarak üretilmişlerdir.Kısacası konstrüksiyon ”modern”in ideal biçimi olarak görülmüştür.     Bauhaus felsefesi küçük bir kesime ”lüks”üretmek yerine geniş bir kesime ”kullanışlı”yaşam alanla

OSMANLI MİMARİSİNİN YAPISI ve ÖZELLİKLERİ

     Osmanlı Mimarisi Erken Dönem, Klasik Dönem ve Geç Dönem Osmanlı Mimarisi olmak üzere üç dönemden oluşur. Erken Dönem Osmanlı Mimarisi        1299 yılında Osmanlı Devleti’nin kurulması ile 1501 yılında Bayezid Camii’nin (1501-1505) inşaatının başlaması arasındaki dönemi kapsar. Bizans mimarisi ve Selçuklu mimarisi etkilerini taşısa da bu dönemde klasik döneme dayanak oluşturacak fikirlerin ilk uygulamaları gerçekleşti. Ayrıca Klasik dönemin en önemli mimari kavramlarından birisi olacak kubbe kullanılması pratiği ortaya çıktı. 1333 ile 1334 yıllarında inşa edilen Hacı Özbek Cami Osmanlı mimarlık tarihinde inşa edilmiş ilk cami olarak kabul edilir.1472 yılında yapılmış Çinili Köşk Osmanlı Mimarisinde daha sonra pek rağbet görmeyecek olan çininin dış kaplama olarak kullanıldığı nadir uygulamalardan birisidir. Klasik Dönem Osmanlı Mimarisi     1501 ile 1703 yılları arasında hâkim olan Klasik dönemin mimarlarının genel yaklaşımı yüksek ve görkemli yapılar inşa et

BAROK MİMARİSİ

Resim
       Barok mimarisi,Rönesanas mimarisinin geometrik,sade düzenine karşı çıkmış karmaşık ve bireysel maniyerist bir tasarım anlayış mistik bir ortam yaratma isteği olan dönemdir. Barok kelimesi şekilsiz inciler,rokoko kelimesi ise yapay mağaralar anlamına gelen kelimelerden türetilmiştir. Mimari Özellikler       Genel özelliklerinin yansıtıldığı kilise dış cephe tasarımında görülür,bunlar Giriş cephesinde serbestçe duran 2 şerli ya da 3 erli kolonlar,mimari elemanların yanı sıra heykel figürleri ve ağır süs donatıyla elde edilen dinamik cephe görüntüsü,taşıyıcı sistemin ağır süs elemanlarıyla gizlenmesi gibi özellikler gösterir. İç mekan:Uzunlamasına yada elips bir merkezi plan,kavisli yüzeyler,devamlılığı ve aralarında ritmik bir düzen olan yapı şekilleri kullanılmıştır. Peyzaj ve Kentsel Yerleşim Özellikleri       17Yy.da tarihte ilk kez doğal çevrenin biçimlendirilmiş peyzaja dönüştüğü projeler Avrupa başkentlerin de görülmüştür.Örneğin,Paris çevresinin 1740 tar

AVRUPA'DA GOTİK RÖNESANS ve BAROK MİMARİLERİ

Resim
             Gotik,Rönesans ve Barok;Bu üç mimari üslup farklı tarihsel ve düşünsel koşullarda gelişmiş bu yüzden mimarileri de farklı olmuştur. Farklılıkları görebilmek için temel özellikleri ile kronolojik sırada tanımak dönemin ideolojisi ve hakim dünya görüşü temel alınarak mevcut mimariyi nasıl şekillendirdiğini görebiliriz. Çalışmanın amacı;Üç mimari dönemi karşılaştırmalı olarak ele almak,dönemsel farklılıkları çalışmanın doğrultusunda ortaya koymaktır. Gotik Mimari: 12.yyda Fransa’dan Avrupa’ya yayılan temel özelliği dikey hatlar olan mimari üsluptur.Tanrıya ulaşmak için yapılan bu yapılar en özgün ürünleri dini mimari de vermiştir.Katedraller,Ortaçağ’ın tarihsel koşullarının,toplumsal psikolojisinin ve Tanrı odaklı yaşamının anıtsal ifadeleridir.Gotik’in en önemli katedrallerinden biri Paris’teki Notre Dame Katedrali’dir. Gotik mimari çatı cephe sistemlerinde üç yenilik getirmiştir.Bunlar”Kaburgalı tonoz,Dayanma ayakları,Dayanma kemerleridir. Kaburgalı tonoz;haç

YÖRESEL MİMARİ HAKKINDA

Resim
             İnsanlığın varoluşundan beri barınak,insanın yaşamak için gerek duyduğu bir durumdadır.Tarım çağının başlamasıyla insanlar kalıcı barınak yapma ihtiyacı duydu ve bu andan itibaren yapı sanatı doğdu bu günümüze kadar gelişerek mimari adını aldı.Bir taşı diğerinin üstüne koymakla başlayan mimari günümüzde en ileri teknolojiyi bile kullanabilmektedir.Zaman geçse de binalar halen üç süreç de yapıldığı görülmektedir. 1.İlkel topluluklarda basit tekniklerle kişi doğada bulunan malzemeleri aynen kullanarak yapar. 2.Bina uzman veya uzmanlar tarafından yapılır ve bu yöresel mimari olarak kabul edebiliriz. 3.Mimar kimliği taşıyan bir insan ve her türlü malzeme ve teknik kullanarak yapılabilir.Tasarım artık geleneğin önüne geçer. Çevremizdeki yapıların büyük çoğunluğu mimarlar tarafından tasarlanmamıştır,geleneksel yapıları nesilden nesile aktaran ve tasarlayan insanlara kalfa veya usta adı verilirdi.Yakın geçmişe baktığımızda arkeologların bu yapılara ilgi duymaya başladığ

"SAĞLAMLIK " MİMARLIĞIN ÖYKÜSÜ

           Mimarlık iç strüktürün kristalizasyonu,formun yavaşça açılmasıdır.Şu anki zamanda bir yapıya baktığımızda en görünür kısmı onu ayakta tutan veya strüktür kısmıdır.Bu mimarların yaptığı yapının yerçekimine meydan okur gibi tasarlanmasını sağlıyor.Yerçekimi fikriyle ve nesneler üzerindeki etkisini gördüğümüz bir ortamda yaşıyoruz,bu yüzden bazı yapıların yerçekimine meydan okur gibi durması bizi etkliyor.erken dönemde empati aracılığıyla çevremizdeki nesnelerin yerçekimiyle aralarındaki ilişkiyi anlamaya başlarız,örneğin Mısırda ki piramitlerin stabil ve dengeli nesneler olduğunu algılıyoruz ama tersyüz shapero salonunu gördüğümüzde dengesizlik duygusuna kapılıyor ve yapıyı tasarlayan mimar ve mühendisin ustalığına şaşkınlıkla bakıyoruz. Dikme ve Lento Strüktürün başlangıcı yapıldığı malzeme ne olursa olsun duvardır,ama duvarlarla çevrili odada ışık ve görüş olmadığı için bu duvar açılır ve yerçekimine karşı bi desteğe ihtiyaç duyar.buna desteğe kiriş (lento) denir.Kiriş

ANTROPOMETRİ ve ERGONOMİ

Resim
Ergonomi Ergonomi iş yasası anlamına gelen ve insan,ekipman,çalışma alanı arasındaki ilişkileri inceleyen oluşan problemleri çözmeye çalışan bilim dalıdır.Ergonominin temel amacı insan yeteneklerini kullanarak onu maksimum seviyede verimli hale getirilmesini sağlamaktır. Konut toplumun temelini oluşturan ailenin toplumsal rolünü belirlemektedir.Aile   yaşantısı üstünde büyük bir etkisi olan konutun belirli standartlara uygun olmasını gerektirmektedir. Antropometri Antropometri insan vücudunun boyutlarıyla ilgilenen bir bilim dalıdır.İnsanlara uygun ölçülerde mobilyalar üretilmesi için çalışır.Bu ölçüler uzunluk,ağırlık ve yükseklik gibi özellikleri belli eder. Konut mobilyalarının antropometrik veri ve ergonomik prensipler ile kullanıcı doğrultusunda dizayn edilmesi,kişilerin fiziksel ve bedensel yeteneklerini en üst düzeyde kullanarak yapılmasını sağlar.

RENK SANAT EĞİTİMİ ve TASARIMDA TEMEL DEĞERLER

Resim
Renk Ve Temel Tanımlamalar          İnsanlar çevrelerinde algıladıkları renk özelliklerini bireysel olarak tanımlayarak renklere ait bilgi ve kavramları geliştirir.Örneğin gökyüzünü mavi görmemiz,güneş ışığı gökyüzünden geldiğinde, oksijen ve azot partiküllerine çarparlar ve çarpan ışınlar yön değiştirirler ve ışın serpintileri oluşur.Kısa dalgalı mavi ve mor ışık uzun dalgalı kırmızı ve turuncuya göre daha çok serpiştirilir.Serpinti ışığı kırmızıdan 10 kat fazla mavi içerdiği için mavi görünerek gökyüzünün rengini mavi görürüz.        Renk ışığın dışa vurumudur.Sanatçılar rengin ışıksal etkisiyle daima ilgilenmiştir.   Renkler değişik dalga boylarıyla ışın demetleri içinde yerlerini alırlar. Bu alanda çalışma yapan Isaac Newton 1666’da renk sistemleri üzerine renk tayfıyla önemli açıklamalar getirmiştir. Bir ışın demeti cam prizmanın bir yüzüne yöneltildiğinde, iç kısma doğru kırılmaya uğrayıp ikinci yüzeye çarpar ve yine kırılarak kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lac

MİMARLIĞIN ÖYKÜSÜ ORANTI & ÖLÇEK

Resim
Orantı Etrafımıza baktığımızda zihnimiz çevremizdeki nesnelerde hep matematiksel ve geometrik oranları arar.Eski uygarlıklar da doğanın soyut evrensel yasalardan oluştuğuna inandıkları için insan bedeninde bu matematiksel ve geometrik oranları arıyordu. Örneğin yunan mimarisi ve tasarımıyla ve bir bütün olarak klasik mimarlıkla en çok ilişkilendirilen orantı sistemi,altın kesit ya da altın oran olarak adlandırdığımız orantı sistemi çokça kullanılmıştır. Vitrivius bu geometrik oranları betimlemiştir; bu betimlemelerin hepsi kareyle başlamıştır.Kareden Altın Kesit Dikdörtgeni elde edilir.Dikdörtgenin oranları 3.236’ya 2 ya da 1.618’e 1 ya da   1+√5’e 2’dir. Altın Kesit dikdörtgeninde eğriyle sonuçlanan bir türetim daha var.Bu çizilen dikdörtgenin ucundan kare çizilmesi ve dikdörtgende kalan boşluğa tekrar kare çizilmesiyle oluşur.İç içe dikdörtgenlerin köşesi birleştirildiğinde ise logaritmik bir spiral/volüt elde edilir. Leonardo Fibonacci’nin betimlediği sayı dizisine day

MİMARİDE GÜN IŞIĞI

Resim
                        Bir mimarın kontrol edemediği tek şey günışığıdır. Peki bu faktörü sanatsal olarak nasıl kullanabiliriz?Aynı mekan duvarlarındaki açıklıklarının boyutları ve yerleşimleri değiştirilerek farklı izlenimler verebilir.Aydınlatma açısından üç tip mekan vardır;açık mekan,tepeden ışık alan mekan ve yan tarafından ışık alan mekan.Işığın her yönden girdiği aydınlık açık mekan özellikle sıcak iklimli ülkelerde görülür,mekanların üstü güneşten korunmak amacıyla sütunların üstüne yerleştirilen bir çatıyla kapatılır.Tepeden aydınlatılan ve geri kalan kısmı tümüyle kapalı bir iç mekan   ışık her yerde aynı derecede iyi olacak şekilde planlanabilir. Romadaki Pantheon bu duruma çok uyumlu bir örnektir.Tüm tavanın büyük bir tepe penceresi ile kaplandığı birçok mekan vardır. Doğal ışığın böylesine serbestçe girdiği iç mekanlar gölgesizdir; biçimlerin plastik ifadesi ve dokusal etkileri zayıftır.Örneğin Kopenhag’ın iki avlulu belediye sarayında bu görülebilir. Avlulardan biri

ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİ TASARIMINDA GESTALT TEORİSİ

Resim
       Gestalt Teorisini organize bütünlük olarak tanımlayabiliriz.Bir endüstriyel tasarım çoğu zaman farklı öğelerin bir araya gelmesiyle oluşur.Tasarımın başarısı ürünün tasarlandığı biçimle algılanabilmesi ile ilişkilidir.Tasarımcı ürünü tasarlarken kullanıcıların en doğru şekilde algılayabilmesi için çalışmalar yapar.      1.Algı;Bir şeye dikkatimiz yönelterek o şeyin bilincine varma anlamına gelir,yorumlama yapabilmemiz için duyum ve algının birleşip algılamayı ortaya çıkarmasını gerektirir.       2.Gestalt Algı Teorisi:Görsel algılamanın nasıl, nelerin etkisinde gerçekleştiğini; etkilerin süreci nasıl değiştirdiğini açıklamaya odaklanır.Bütün parçalardan oluşmuştur ve parçalar tek tek bütünü yansıtmazlar,bütün parçaları kendi özelliğine göre seçer.           3.Endüstri Ürünleri Tasarımında Gestalt Teorisi;Endüstri tasarımcıları insanların yaşam çevreleri ve kullandıkları nesneler arasındaki ilişkileri incelerler.Bu yüzden algılamayı daha önemli hale getirirleri,bunu G

BİR TASARIM MODELİ OLARAK MİMARLIK

            Bir mimari yapı Karl Schwanzerin de söylediği gibi”dört duvar ve bir damdan daha fazlası”Mimari yapı antropolojik, tarihsel, kültürel, sosyolojik bir yapıdadır.Yalın bir dille tasarım modeli diyebiliriz.            Mimarlık Antikite’den günümüze kadar temel kategorilere dayanmıştır. Örneğin mimari yapıyı belirleyen temel kategoriler Vitrivius’a göre: 1-firmatias-kalıcılık, sağlamlık 2-utilitas-kullanışlılık 3-venustas-güzellik Leone Battista Alberti’ye göre: 1-comodita-kullanışlılık 2-perputuita-sağlamlılık 3-bellezza-güzellik şeklinde sıralanır.           Mimari yapılar yaşamın içinde yer alırlar ve yaşamdan pay alırlar.Mimari yapılar işlevsellikleri ile pratik yaşamın içine girdiklerinde diğer nesneler gibi sürekli değişir var olurlar ve   yok olurlar, toprağın altında kalıp bulunduklarında ise artık işlevsel değil tarihi bir kültür varlıkları olarak anlam kazanırlar. Mimari yapının bir diğer kategorisi de güzelliktir. Bu kategori mimari yapı

TASARIM FELSEFESİ

          TASARIM SÖZCÜĞÜ LATİNCE KÖKENLİ BASİTÇE BİÇİM VERMEK ANLAMINA GELEN ”DESİGNERE” KELİMESİNDEN GELİR FAKAT BUNDAN ÇOK DAHA KARMAŞIK VE GENİŞ BİR ANLAMA SAHİPTİR. PEKİ NEDİR TASARIM? TASARIM BİR SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN GELİŞTİRİLMİŞ OLAN PLAN YA DA FİKİRDİR. ÖNCELİKLE ZİHİNSEL OLARAK ELE ALINAN BİR NESNEYE BİÇİM VEREREK SOMUTLAŞTIRMAKTIR, BAŞKA BİR DEYİŞLE TASARIMLAYAN KENDİSİNE VERİLMİŞ OLAN BİR ŞEYİ ÜÇ BOYUTLU DÜZEN İÇERİSİNDEN ÇIKARTARAK TASARIMSAL DÜNYANIN İÇİNE YERLEŞTİRMESİDİR.        BİLİM VE TASARIM: BİLİM,SİSTEMLİ VE DÜZENLİ BİLGİDİR,TASARIMLA ARASINDAKİ İLİŞKİ İSE İNSANLIĞIN VAR OLDUĞU GÜNDEN BERİ ÇEVRESİNİ MERAK ETMESİ VE AÇIKLAMAYA ÇALIŞMASIYLA ORTAYA ÇIKMIŞTIR. ÇİN’DE ASTRONOMİ VE MATEMATİK İLGİSİYLE BAŞLAYAN İLK BASAMAK HİNDİSTAN VE MEZOPOTAMYA UYGARLIĞINDA DİNSEL NİTELİĞİYLE DEVAM EDER. BİLİM ÇAĞI İSE GREK’LERİN TANRILARI YAŞADIĞIMIZ DÜNYAYI PAYLAŞTIĞIMIZ İNSAN BİÇİMİNDE VARLIKLAR OLARAK ELE ALMASIYLA BAŞLAR TABİ Kİ BU DÖNEMİN BASKIN FİKRİ EREKSEL EVRE