AVRUPA'DA GOTİK RÖNESANS ve BAROK MİMARİLERİ
Gotik,Rönesans ve Barok;Bu üç mimari üslup farklı tarihsel
ve düşünsel koşullarda gelişmiş bu yüzden mimarileri de farklı
olmuştur. Farklılıkları görebilmek için temel özellikleri ile kronolojik sırada
tanımak dönemin ideolojisi ve hakim dünya görüşü temel alınarak mevcut mimariyi
nasıl şekillendirdiğini görebiliriz.
Çalışmanın amacı;Üç mimari dönemi karşılaştırmalı olarak ele
almak,dönemsel farklılıkları çalışmanın doğrultusunda ortaya koymaktır.
Gotik Mimari:
12.yyda Fransa’dan Avrupa’ya yayılan temel özelliği dikey
hatlar olan mimari üsluptur.Tanrıya ulaşmak için yapılan bu yapılar en özgün
ürünleri dini mimari de vermiştir.Katedraller,Ortaçağ’ın tarihsel
koşullarının,toplumsal psikolojisinin ve Tanrı odaklı yaşamının anıtsal
ifadeleridir.Gotik’in en önemli katedrallerinden biri Paris’teki Notre Dame Katedrali’dir.
Gotik mimari çatı cephe sistemlerinde üç yenilik
getirmiştir.Bunlar”Kaburgalı tonoz,Dayanma ayakları,Dayanma kemerleridir.
Kaburgalı tonoz;haç tonoza kaburgaların eklenmesi ile elde
edilir.Dayanma Ayakları ve Dayanma Kemerleri gotik mimarinin düşeyde gelişimini
sağlamış ve büyük pencereler açmasına olanak sağlamıştır.
Gotik katedrallerinin en etkileyici yeniliği kutsal kitaptan
öykülerin resmedildiği cam zarlardır.Bunlar okuma yazma bilmeyenler için bir
İncil olmuştur. Özetle Gotik dönemde dünyevi yaşamın temel ilgisi,göksel
yaşamı teminat altına almaktır.
Rönesans Mimarisi:
15.yyda İtalyanların gotik mimariye karşı Roma mimarisini
temel aldığı bu yeni mimari üslup,Rönesans Mimarisi’dir.Kilise’nin etkisinin
azalmasıyla Rönesans klasik kültür ve sanata ilginin yeniden doğuşudur.
Floransalı Brunelleschi Rönesans Mimarisi’nin
kurucusudur.Tüm yapılarında Gotik Mimariye karşı çıkmış,yeni mimariyi Roman ve
Hristiyanlık eserlerinden yararlanarak biçimlenmiştir.Romalı mimar Vitruvius’un
‘De Architectura’ adlı kitabından aktarmalar yaparak bir yapı sanatı kitabı
yazmıştır.Rönesans Mimarlığı bir kitap mimarlığıdır.
Michelangelo,Alessi,Tibaldi ve Vignola gibi usta
mimarlar,Rönesans’ı “Maniyerizm” adı verilen evreye sokmuşlardır.Rönesans’ı
savunan İtalyanlar,Hristiyanlığı çağdaş gerekler ile bağdaştırmanın şart
olduğunu savunmakta ve bu mimariyi Barok üsluba doğru sürüklemiştir.
Barok Mimarisi:
17.yy Avrupa’nın katolik ülkelerinden Latin Amerika’ya
yayılmış ve eğri hatların hakim olduğu bir üsluptur.Bu üslup abartılmışı
sever,göz aldatmasına ve yanılsamasına önem verir.
İtalya’da Rönesans’a tepki olarak ortaya çıkmış.Görkem ve
güç,Tanrı ve kral dönemin mutlak hükümdarlarıdır.Tanrı için kilise,kral için
saraylar yapılmıştır.Barok dönemde sonsuzluk ve hareket esas alınmıştır.
Yapı cephelerinde kişisel heyecanlara uygun keyfi hareketler
görülür.Bunlar cephelerdeki girinti,çıkıntıya ve dalgalanmalardır.Işık
hareketin yaratılmasına olanak sağlamakta ve yapıya ritim kazandırmak için
kullanılmıştır.
Barok döneminde çeşme ve merdiven mimariside önem
kazanmıştır.
İspanyol Basamakları,kibarlık ve şıklık dönemindeki dans
ritimlerinin taşa dönüşmesi olarak betimlenebilir.
Çeşmelerde ise doğa formları kullanılmakta çatlak
taşlar,heykeller ve bunların mimari yapıyla bütünleşmesi olarak görülmektedir.
Geç Barok’ta mimari süse boğulmuş,klasik mimari özlenmeye
başlamıştır.
Karşılaştırma Ve Sonuç:
Bu üç dönem karşılaştırıldığında:
Gotik yapılar adeta sonsuzluğa ve Tanrı’ya yükselir gibi
inşa edilmektedir.
Rönesans yapılarında rasyonalizm başlamakta,sonsuzluk yerine
ölçü,karışıklık yerine sakin ve dünyevi bir tarz ortaya çıkmaktadır
Barok Mimarisi’nde ise duygular öne çıkmış,hareketlilik ve
kuralları reddeden bir yapı ortaya çıkmıştır.
Üç dönem ideolojisi de mimaride en çok çatı ve cephe
sistemleri üzerinde yoğunlaşıp somutlaştırmışlardır.
Yorumlar
Yorum Gönder